3-1200x675.jpg

İstanbul’daki havalimanlarından yılın 11 ayında düzenlenen seferlerle taşınan yük geçen yıla göre 268 bin 139 ton arttı. Aynı dönemde, İstanbul Havalimanı merkezli icra edilen gidiş-dönüş seferiyle toplam 2 milyon 331 bin 639 ton yük taşındı

İstanbul’daki tüm havalimanlarından yılın 11 aylık döneminde düzenlenen seferlerle taşınan toplam yük miktarı iç hatta 290 bin 42, dış hatta 2 milyon 420 bin 919 olmak üzere 2 milyon 710 bin 961 ton olarak hesaplandı.

Dünya genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle seferlerin aksadığı dönemde hava kargo taşımacılığı daha da ön plana çıktı.

Dünyanın önemli havacılık merkezlerinden İstanbul’daki havalimanları merkezli gidiş dönüş seferleriyle taşınan bagaj, kargo ve posta yükü miktarındaki artış istatistiklere yansıdı.

AA muhabirinin Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nün resmi internet sitesinden derlediği bilgilere göre, İstanbul Havalimanı merkezli seferlerle ocak ile kasım döneminde iç hatta 176 bin 804, dış hatta 2 milyon 154 bin 835 ton yük trafiği oluştu.

Bu havalimanındaki seferlerle toplam 2 milyon 331 bin 639 ton yük farklı noktalara nakledildi.


2-1200x675.jpg

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, bakanlık olarak halihazırda 13 projede toplam 177,3 kilometre uzunluğunda raylı sistem hattının inşaatının devam ettiğini belirterek, “Şu anda devam eden demir yolu yatırımlarımızın bütçesi tam 27 milyar dolardır” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, bakanlık olarak halihazırda 13 projede toplam 177,3 kilometre uzunluğunda raylı sistem hattının inşaatının devam ettiğini belirterek, “Şu anda devam eden demir yolu yatırımlarımızın bütçesi tam 27 milyar dolardır.” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) iş birliğinde gerçekleştirilen Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi ve Eylem Planı çalışmalarına ilişkin üniversitenin Davutpaşa yerleşkesinde gerçekleştirildi.


1-1200x600.jpg

Orta Koridor ölü doğdu, bürokrasi nedeniyle yükler denize kaydı

Çin-Türkiye arasında demiryoluyla 12 gün olarak planlanan transit süreler, altyapı sorunları ve bürokratik engeller nedeniyle 50 güne kadar çıktı. Bu durum, yükleri transit sürenin 30 gün olduğu, deniz yoluna kaydırdı.

Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte alternatif bir güzergah olarak öne çıkan, Türkiye’ye ekonomisi ve lojistik sektörü için önemli fırsatlar sunan Orta Koridor’da evdeki hesap çarşıya uymadı. Çin-Türkiye arası demiryolu hattında uzayan transit süreler nedeniyle süre avantajını kaybeden koridor, yükleri navlunun daha cazip hale geldiği denizyoluna kaptırdı.


2.png
Sınır kapılarındaki uzun bekleme süreleri Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle Türkiye’den yapılan transit ve ihracat operasyonlarındaki artışı sekteye uğrattı.

Kapıkule ve Hamzabeyli Sınır Kapılarında bekleme süreleri 100 saati bulurken, oluşan 25 km’lik TIR kuyruğu Türkiye’nin lojistikte yakaladığı fırsatları zayıflatıyor.

Kapıkule Sınır Kapısı’nda son günlerde yaşanan TIR kuyruklarını değerlendiren UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayşem Ulusoy, küresel ekonomideki resesyon sinyallerine değinerek ihracatta ve lojistik alanda yakaladığımız fırsatların daha iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.


1.png
Türkiye’nin küresel tedarik zincirinde öne çıkması, lojistik firmalarını da harekete geçirdi. Ülkenin coğrafik avantajını ilk kez bu kadar yoğun hisseden lojistikçiler, bu tarihi fırsatı yatırım ve büyüme ile karşılıyor. Türk sahipli gemi filosu 8 yıl sonra yeniden büyürken, havada ve karada da yatırımlar hızlandı.

Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı, küresel tedarik zincirinde tüm dengeleri değiştirirken, ticaret rotaları da yeniden oluşturuldu. Bu dönem, tedarikte Çin gibi tek bir ülkeye bağımlı olmanın risklerini ortaya koydu ve lojistikte de alternatif rotalara sahip olmanın önemini bir kez daha hatırlattı. Ticaretin devamlılığı için lojistiğin taşıdığı hayati önemi bir kez daha gözler önüne serdi. Asya ile Avrupa arasında köprü görevi gören Türkiye’nin ise bu dönemde yıldızı hiç olmadığı kadar parladı. Hem ikili ticarette hem de transitte başrollerden birini alan Türkiye’de, lojistik talebi de arttı. Sektörde dijitalleşme hızlanırken, denizyolundan demiryolu ve depolamaya her alanda yatırımlar hızlandı.


blue1.png
Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşıyla Türkiye’nin küresel tedarik zincirinde rolünün artması, yabancı lojistik şirketlerinin pazara yönelik yatırım iştahını kabarttı. Mevcut yabancı şirketler yatırımlarını büyütürken, pazara yeni oyuncular giriyor.